Arı sütü kreminin cilt üzerindeki etkileri
Herkesin hayali aslında canlı parlak bir cilde sahip olmaktır. Arı sütü kremi bizim bu hayali gerçekleştirmemize yardımcı oluyor. Arı sütü kremi arıların salgı bezlerinde üretilen tamamen doğal ve jel kıvamında salgılanan bir sıvıdır. Arı sütünü üretmek için arılar binlerce çiçeğe konar ve çiçeklerden topladıkları polenleri özümserler ve arı sütünü üretirler. Arı sütünün kalitesi hormonsal olduğu için dünyanın her yerinde aynı öze sahiptir.
Arı sütü maskesi cildinizi canlandırır, temizler ve nemli bir cilde sahip olursunuz. Akne ve sivilceleri temizler. Arı sütü kreminin içeriğinde bulunan sülfür, fosfor, biyotin, B vitamini, içerisindeki enzimler ve A, D, E, K, H ve B-Kompleks (9 tane B Vitamini çeşitlerinin hepsi) vitaminleri cildinize canlılık kazandırır. Cildi temizler ve cilt üzerinde bulunan toksin maddeleri uzaklaştırır. Bu etkisiyle beraber ciltteki yenilenmeyi hızlandırdığı gibi güçlendirerek onarır.
Bilhassa göğüsler sertleşip toplanarak canlı bir şekil almaktadır. Arı Sütü Kreminin tesiri devamlı olduğundan bu canlılık uzun müddet kalır. Arı Sütü Kremi cilt hücrelerine derinliğine nüfus ederek besler, canlılık, yumuşaklık ve tabi bir renk verir.Arı Sütü Kremi KullanımıCildinizi ilk önce doğal bir sabun ile temizleyip iyice durulayınız.
Arı sütü kremini cilt yüzeyine masaj yaparak uygulayınız.
Kremin en az 20 dakika vücut üzerinde durması gerekmektedir. Etkili bir kullanım için gece uyguladığınızda sabaha kadar durması daha sağlıklı olacaktır.
Arı sütü kremini masaj yaparak uyguladığımızda epitelyal hücreleri canlandırarak hücre yeniler, cilde canlılık verir ve göz çevresindeki kırışıklıkları gidermeye yardımcı olur. Masaj ile yıpranan cilt tazeliğini geri kazanır.
Arı sütü maskesi cildinizi canlandırır, temizler ve nemli bir cilde sahip olursunuz. Akne ve sivilceleri temizler. Arı sütü kreminin içeriğinde bulunan sülfür, fosfor, biyotin, B vitamini, içerisindeki enzimler ve A, D, E, K, H ve B-Kompleks (9 tane B Vitamini çeşitlerinin hepsi) vitaminleri cildinize canlılık kazandırır. Cildi temizler ve cilt üzerinde bulunan toksin maddeleri uzaklaştırır. Bu etkisiyle beraber ciltteki yenilenmeyi hızlandırdığı gibi güçlendirerek onarır.
Bilhassa göğüsler sertleşip toplanarak canlı bir şekil almaktadır. Arı Sütü Kreminin tesiri devamlı olduğundan bu canlılık uzun müddet kalır. Arı Sütü Kremi cilt hücrelerine derinliğine nüfus ederek besler, canlılık, yumuşaklık ve tabi bir renk verir.Arı Sütü Kremi KullanımıCildinizi ilk önce doğal bir sabun ile temizleyip iyice durulayınız.
Arı sütü kremini cilt yüzeyine masaj yaparak uygulayınız.
Kremin en az 20 dakika vücut üzerinde durması gerekmektedir. Etkili bir kullanım için gece uyguladığınızda sabaha kadar durması daha sağlıklı olacaktır.
Arı sütü kremini masaj yaparak uyguladığımızda epitelyal hücreleri canlandırarak hücre yeniler, cilde canlılık verir ve göz çevresindeki kırışıklıkları gidermeye yardımcı olur. Masaj ile yıpranan cilt tazeliğini geri kazanır.
Kahve Hakkında Bilgi
Kahve Hakkında Bilgi
Kahve sıcak iklimlerde yetişen bir ağaçtır. Bunun çekirdeği kavrulup dövüldükten sonra suda kaynatarak yapılan içeceğe de “kahve” denir.
Kahve ağacı bitişik taçyapraklı ikiçenekli bitkilerin kökboyasıgiller familyasındandır. Kahve yetiştirilen bölgelerde sıcaklığın 15-16°’nin altına düşmemesi gerekir. Bundan başka kahve ağacı deniz yüzeyinden 300-600 metre arasındaki yüksekliklerdeki yaylaları, kumlu, demirli, volkanik kayaların meydana getirdiği külrengi toprakları sever. Kahve çiftliklerinin kurulduğu yerlerde hava temiz, açık, kuru bulunmalıdır. Topraklar ise akaçlama (drenaj) meydana gelebilmesi için eğimli olmalıdır.
Kahve en çok Brezilya’da yetişir. Ondan sonra başlıca kahve üreten ülkeler Kolombiya, Venezuela, Orta Amerika, Meksika, Arabistan, Afrika, Kenya ve dolayları, Hindistan, Endonezya, Antiller, Büyük Okyanus adaları, bu adaların arasında da özellikle Hawaii ve Filipinler’dir.
Kahve ağacının koyu renkli parlak yaprakları bunların arasında yasemine benzeyen yıldız biçimi çiçekleri vardır. Bu çiçekler bitkiye, üzerine kar yağmış bir ağaç görünüşü verir. Yabani olarak yetişen kahve ağaçlarının boyu 6-7 metre hatta daha da uzun olabilir. Yalnız özel olarak yetiştirilen ağaçlara ancak 2-2,5 metrelik bir boy verilir. Böylece meyvalar ağaç üzerinden kolaylıkla toplanabilir.
Kahve ağacı hem tohumdan hem de sürgünden yetiştirilebilir. Bunlar ilk dikildiği zaman bol su ve gölge isterler. Meyvalar olmaya başlayınca gittikçe daha az su verilir. Kahve ağaçları üç yaşındayken meyva vermeye başlar aşağı yukarı 30-40 yıl meyva vermekte devam eder. Bazı durumlarda yüz yıla yakın meyva verdikleri de görülmüştür. Kahve ağacının meyvaları kiraza benzer. Bunlar önce yeşildir, sonradan sararır, kızarır, kıpkırmızı olduğu zaman kurumaya, buruşmaya başlar.
Meyvaların yumuşak, sarı olan tarafı, yumurta biçimi ikiz çekirdeği sarar. İşte bunlar bildiğimiz kahve çekirdekleridir. Bazen meyvaların içinde, bezelye tanesine benzeyen bir tek çekirdek bulunur. Bunlar dikkatle ötekilerden ayrılıp toplanır çünkü piyasada daha değerlidir. Kahve ağacından genel olarak ilk ürün, asıl ürün, son ürün olmak üzere yılda üç kere ürün alınır.
Toplanan kahve taneleri işlenecek yerlere götürülür ve çekirdekler meyvalardan ayrılır, temizlenir. Kahve çekirdeği, beyaz, ince, zar gibi sert bir kabukla örtülüdür. Bu kabuklar çekirdek güneşte kurutulduktan sonra çıkarılır. Temizlenmiş kahve çekirdekleri bir makineye konur burada kırık taneler, tozlar, kumlar ayıklanır. Sonra çekirdekler çuvallara konur, satılmak üzere piyasaya gönderilir.
Böylece elde edilen kahve çekirdeği kemik kadar serttir ve bu durumdayken çekirdeklerde bildiğimiz kahve lezzeti kokusu bulunmaz. Bunlar ancak kahve kavrulduktan sonra meydana gelir. Çünkü kahveye kokusunu veren kafein ve daha birçok kimyasal madde kahvenin kavrulması ile ortaya çıkar. Kahve çekirdekleri ne kadar eski ise kavrulduktan sonra o kadar lezzetli kokulu olur.
Kahve ya “çekirdek” olarak ya da “çekilmiş” (kavrulup öğütülmüş) olarak satılır. Kavrulup değirmende çekildikten sonra kısa zamanda bayatlayacağı için çekirdek kahve tercih edilir. Bunu alanlar kendileri kavurup “kahve değirmeni” nde çekerler.
Kahve Çeşitleri
Kahve çeşitleri yetiştirildikleri yerlere, biçimlerine, renklerine lezzetlerine tanelerinin düzgün olup olmamasına göre adlandırılır. Örneğin Brezilya’nın güneyinde yetiştirilen kahve Santos limanından gemilere yüklendiğinden “Santos Kahvesi” diye anılır. Arabistan’da, Yemen’de yetiştirilip Mokka limanından ihraç edilen kahveye “Mokka (yemen) kahvesi” denir. Cava yakınlarında yetiştirilen kahveler de “Cava Kahvesi” diye tanınır. Bunlardan «Santos (Brezilya) Kahvesi» büyük, yeşilimsi taneli orta derecede kuvvetlidir. “Yemen Kahvesi” koyu yeşilden neftiye kadar çeşitli renkleri olan küçük taneli bir kahvedir. “Cava Kahvesi” sarıyla kahverengi arasında değişen renklerde, iri taneli, kuvvetli bir kahvedir.
Kahvelerin, biçim, renk, lezzet bakımından değişik olması kahve ağaçlarının yetiştirildiği bölgelerin deniz yüzeyinden yüksekliği, iklimi, topraklarının cinsi, ağacın yaşı ile ilgilidir.
İstatistiklere göre kahve, dünyada en çok Amerika Birleşik Devletleri’nde kullanılmaktadır. Dünyada elde edilen kahvenin üçte ikisi orada harcanır. En çok kahve içilen ülkelerin başında Amerika Birleşik Devletleri’nden sonra sırayla, Fransa, Belçika, İtalya, İngiltere, İsveç ve Kanada gelmektedir.
Sağlık Bakımından Kahve
Kahvede % 1-2 kadar “kafein” vardır. Bundan başka kahvede azotlu, yağlı, şekerli maddeler, madeni tuzlar da bulunur.
Kahvenin vücudumuz üzerindeki etkisi “kafein” den ileri gelir. Bu madde beyinde uyarıcı bir etki yarattığı için, uyku ve yorgunluk hallerinde, alkol ve afyon gibi uyuşturucu maddelerle zehirlenmede yarım baş ağrısında sinir ağrılarında faydalı olur. Ayrıca kalbi kuvvetlendirip kan dolaşımını kolaylaştırır.
Kahve, yorguluğu giderir vücuda kuvvet ve çeviklik verir. Yalnız kahvenin aşırı derecede kullanılması insanda uykusuzluk, çarpıntı, sinirlilik doğurur.
Öte yandan kahve küçük çocuklara, kan basıncı (tansiyonu) yüksek olanlara, sinirli kimselere yaramaz. Özet olarak diyebiliriz ki kahvenin azı faydalı, çoğu zararlıdır.
Kahve sıcak iklimlerde yetişen bir ağaçtır. Bunun çekirdeği kavrulup dövüldükten sonra suda kaynatarak yapılan içeceğe de “kahve” denir.
Kahve ağacı bitişik taçyapraklı ikiçenekli bitkilerin kökboyasıgiller familyasındandır. Kahve yetiştirilen bölgelerde sıcaklığın 15-16°’nin altına düşmemesi gerekir. Bundan başka kahve ağacı deniz yüzeyinden 300-600 metre arasındaki yüksekliklerdeki yaylaları, kumlu, demirli, volkanik kayaların meydana getirdiği külrengi toprakları sever. Kahve çiftliklerinin kurulduğu yerlerde hava temiz, açık, kuru bulunmalıdır. Topraklar ise akaçlama (drenaj) meydana gelebilmesi için eğimli olmalıdır.
Kahve en çok Brezilya’da yetişir. Ondan sonra başlıca kahve üreten ülkeler Kolombiya, Venezuela, Orta Amerika, Meksika, Arabistan, Afrika, Kenya ve dolayları, Hindistan, Endonezya, Antiller, Büyük Okyanus adaları, bu adaların arasında da özellikle Hawaii ve Filipinler’dir.
Kahve ağacının koyu renkli parlak yaprakları bunların arasında yasemine benzeyen yıldız biçimi çiçekleri vardır. Bu çiçekler bitkiye, üzerine kar yağmış bir ağaç görünüşü verir. Yabani olarak yetişen kahve ağaçlarının boyu 6-7 metre hatta daha da uzun olabilir. Yalnız özel olarak yetiştirilen ağaçlara ancak 2-2,5 metrelik bir boy verilir. Böylece meyvalar ağaç üzerinden kolaylıkla toplanabilir.
Kahve ağacı hem tohumdan hem de sürgünden yetiştirilebilir. Bunlar ilk dikildiği zaman bol su ve gölge isterler. Meyvalar olmaya başlayınca gittikçe daha az su verilir. Kahve ağaçları üç yaşındayken meyva vermeye başlar aşağı yukarı 30-40 yıl meyva vermekte devam eder. Bazı durumlarda yüz yıla yakın meyva verdikleri de görülmüştür. Kahve ağacının meyvaları kiraza benzer. Bunlar önce yeşildir, sonradan sararır, kızarır, kıpkırmızı olduğu zaman kurumaya, buruşmaya başlar.
Meyvaların yumuşak, sarı olan tarafı, yumurta biçimi ikiz çekirdeği sarar. İşte bunlar bildiğimiz kahve çekirdekleridir. Bazen meyvaların içinde, bezelye tanesine benzeyen bir tek çekirdek bulunur. Bunlar dikkatle ötekilerden ayrılıp toplanır çünkü piyasada daha değerlidir. Kahve ağacından genel olarak ilk ürün, asıl ürün, son ürün olmak üzere yılda üç kere ürün alınır.
Toplanan kahve taneleri işlenecek yerlere götürülür ve çekirdekler meyvalardan ayrılır, temizlenir. Kahve çekirdeği, beyaz, ince, zar gibi sert bir kabukla örtülüdür. Bu kabuklar çekirdek güneşte kurutulduktan sonra çıkarılır. Temizlenmiş kahve çekirdekleri bir makineye konur burada kırık taneler, tozlar, kumlar ayıklanır. Sonra çekirdekler çuvallara konur, satılmak üzere piyasaya gönderilir.
Böylece elde edilen kahve çekirdeği kemik kadar serttir ve bu durumdayken çekirdeklerde bildiğimiz kahve lezzeti kokusu bulunmaz. Bunlar ancak kahve kavrulduktan sonra meydana gelir. Çünkü kahveye kokusunu veren kafein ve daha birçok kimyasal madde kahvenin kavrulması ile ortaya çıkar. Kahve çekirdekleri ne kadar eski ise kavrulduktan sonra o kadar lezzetli kokulu olur.
Kahve ya “çekirdek” olarak ya da “çekilmiş” (kavrulup öğütülmüş) olarak satılır. Kavrulup değirmende çekildikten sonra kısa zamanda bayatlayacağı için çekirdek kahve tercih edilir. Bunu alanlar kendileri kavurup “kahve değirmeni” nde çekerler.
Kahve Çeşitleri
Kahve çeşitleri yetiştirildikleri yerlere, biçimlerine, renklerine lezzetlerine tanelerinin düzgün olup olmamasına göre adlandırılır. Örneğin Brezilya’nın güneyinde yetiştirilen kahve Santos limanından gemilere yüklendiğinden “Santos Kahvesi” diye anılır. Arabistan’da, Yemen’de yetiştirilip Mokka limanından ihraç edilen kahveye “Mokka (yemen) kahvesi” denir. Cava yakınlarında yetiştirilen kahveler de “Cava Kahvesi” diye tanınır. Bunlardan «Santos (Brezilya) Kahvesi» büyük, yeşilimsi taneli orta derecede kuvvetlidir. “Yemen Kahvesi” koyu yeşilden neftiye kadar çeşitli renkleri olan küçük taneli bir kahvedir. “Cava Kahvesi” sarıyla kahverengi arasında değişen renklerde, iri taneli, kuvvetli bir kahvedir.
Kahvelerin, biçim, renk, lezzet bakımından değişik olması kahve ağaçlarının yetiştirildiği bölgelerin deniz yüzeyinden yüksekliği, iklimi, topraklarının cinsi, ağacın yaşı ile ilgilidir.
İstatistiklere göre kahve, dünyada en çok Amerika Birleşik Devletleri’nde kullanılmaktadır. Dünyada elde edilen kahvenin üçte ikisi orada harcanır. En çok kahve içilen ülkelerin başında Amerika Birleşik Devletleri’nden sonra sırayla, Fransa, Belçika, İtalya, İngiltere, İsveç ve Kanada gelmektedir.
Sağlık Bakımından Kahve
Kahvede % 1-2 kadar “kafein” vardır. Bundan başka kahvede azotlu, yağlı, şekerli maddeler, madeni tuzlar da bulunur.
Kahvenin vücudumuz üzerindeki etkisi “kafein” den ileri gelir. Bu madde beyinde uyarıcı bir etki yarattığı için, uyku ve yorgunluk hallerinde, alkol ve afyon gibi uyuşturucu maddelerle zehirlenmede yarım baş ağrısında sinir ağrılarında faydalı olur. Ayrıca kalbi kuvvetlendirip kan dolaşımını kolaylaştırır.
Kahve, yorguluğu giderir vücuda kuvvet ve çeviklik verir. Yalnız kahvenin aşırı derecede kullanılması insanda uykusuzluk, çarpıntı, sinirlilik doğurur.
Öte yandan kahve küçük çocuklara, kan basıncı (tansiyonu) yüksek olanlara, sinirli kimselere yaramaz. Özet olarak diyebiliriz ki kahvenin azı faydalı, çoğu zararlıdır.